Kullanıcı Deneyimi04.07.2013

kull1

Bir tasarımcı, kullanıcı deneyimi kavramıyla hiç karşılaşmamışsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Belli bir hizmetin arayüzünün tasarımı, kullanıcı deneyimi tasarımı ve etkileşim tasarımının kendi ayrı uzmanları tarafından yönetilmesi durumu ideal senaryo olmakla birlikte, ilk cümlede bahsedilen "tasarımcı" bu üç konudan da sorumlu olmak durumunda kalan tasarımcıdır. Yani Türkiye'de tasarımcı diyince akla gelen kişidir.

Web tasarımcılardan bahsediyorum.

Arayüz konusunda trendleri takip ettik, son çıkan teknikleri uyguladık, yabancı bloglara tapınma ayinleri düzenledik. Sitemiz mükemmel oldu. Oldu mu? Olmadı sevgili tasarımcı. Bir arayüz aracılığıyla kullanıcılara hizmet verebilmenin en önemli özelliği arayüzün estetiği değildir, ondan olmadı.

kull2 Göz kamaştırıcı bir güzellik!

Neyse...

İyi bir kullanıcı deneyimi hazırlamak için yapılması gereken ilk şey kötü bir kullanıcı deneyimine yol açan şeylerden kurtulmak. Çünkü genelgeçer kurallar yok, kendiniz neden olduğunuz ya da ihmal sonucu meydana gelen olumsuzluklardan kurtulmak işin en önemli kısmı. Vikipedi:[1]

Some repeated pattern of action, process or structure that initially appears to be beneficial, but ultimately produces more bad consequences than beneficial results [...]

Yani kendinizce siteyi zenginleştireceğini ya da kullanıcıya daha fazla kontrol kazandıracağını düşündüğünüz bir özelliği siteye ekliyorsunuz ama yararlı olmaktan ziyade kullanıcılara acı çektiren bir şey haline geliyor. Türkçe'de sıkça kullanılan "Bu ne amk!" kalıbının karşılığı olan "Anti-pattern" dedikleri durum oluşuyor.

Klavye kontrolleri

Kendimden örnek vermek gerekirse, bu sitedeki "Enes'in Yazıları" gibi kategori sayfalarında aşağı-yukarı klavye tuşlarıyla, listelenen linkler arasında güzelce geçiş yapmayı, kaydırma çubuğunu aktif olan linkin konumuna göre otomatik olarak değiştirmeyi mümkün kılmayı akıl etmiştim. Daha sonra David Walsh'un blogunda aynı özelliğin var olduğunu keşfettim. Aşağı-yukarı tuşlarıyla gönderi başlıkları arasında güzel güzel gezinebiliyorsunuz. Bunu yaparak kullanıcıya, her bir gönderi başlığını incelemeden ötekine geçmemesi gerektiği fikrini dayattığınızı da fark etmiyorsunuz. Halbuki kullanıcı siteyi hızlıca "tarayıp" ilgisini çekene girmek istiyor, her başlığı oturup inceleyip öyle karar vermek gibi bir derdi yok!

kull3 Ama Gmail'de de var!

Evet, klavye kontrolleriyle bir şeyler arasında geçiş yapma özelliği Gmail'de de var ama arada ince bir fark var. Gmail kullanıcısı birden fazla "arasında geçiş yapılacak şey"i aynı ekranda görebiliyor, bir sonrakini görebilmek için kırk takla atmak zorunda değil. Böylece bu özellik kullanıcıya fare kullanmadan gezinme imkanı sağlamış oluyor.

Ben o özelliği kaldırdım. Çünkü bendeki durum, ekranın tamamını kaplamayan tek satırlık bilgiler arasında geçiş değil, sayfanın büyük bölümünü kaplayan liste elemanları ya da önizlemeler arasında geçişti -tıpkı David Walsh'taki gibi.

İşte böyle ince bir detay, kullanıcının fareye ihtiyaç duymadan gezinebilmesi ile, tek tek her başlığı okumak zorunda kalması arasındaki farkı belirliyor. Hiçbir özellik her durumda faydalı değildir.

Aslında bu işin özü, kullanıcıların alışkanlıklarına müdahale etmemekten geçiyor. Benim gibi dizüstü bilgisayar kullanan ve klavye tuşlarını fare tekeri niyetiyle kullananların bu alışkanlığına müdahale ettiğiniz zaman bir anti-pattern'a neden oluyorsunuz. Facebook Mesajlar'da da uzun zamandır gıcık gittiğim bir durum buna gayet iyi bir örnektir. Biriyle olan konuşmanızın önceki-sonraki kısımlarına bakmak için aşağı-yukarı tuşlarını kullanıyorsunuz ve Facebook bunu mesajlaşma listenizin önceki-sonraki kişisine geçmek olarak yorumluyor. Kaydırma çubuğunu kullanmak dışında bir alternatif kalmıyor bize de.

Sağ-tık ve kopyala-yapıştır engeli

Hâlâ bunu yapanlar var. Hem de çok büyük sitelerde. Sitenizdeki içeriği çalmaya niyetlenen kişinin gerçekten bu yola başvurmak dışında yapabileceği hiçbir şey yok mu sanıyorsunuz? Kötü niyeti olmayan sıradan kullanıcıların sitenizde yapabileceklerini kısıtlamaktan başka bir işe yaramıyor bu uygulama.

Arka plan müziği ve otomatik başlayan video sesi

Siteye girildiğinde otomatik başlayan müziğin, siteye girenlerin çok büyük bölümünün anında siteden uzaklaşmasına, geri kalanların da müziği nereden durdurabileceğini öğrenmek için en fazla 5 saniye zaman ayırmasına neden olacağını söylemek yanlış olmaz. Elimde bununla ilgili bir araştırma verisi yok ama olayların bu doğrultuda gelişeceğinden son derece eminim. Kendiliğinden başlayan video için de aynı durum söz konusu.

Kullanıcı sitenize, ilgili müziği dinlemek ya da videoyu izlemek için giriyorsa ayrı tabii. Ama sayfanızın içeriğiyle ilgisi olmamasına rağmen, nereden geldiği belli olmayan bir ses başladığı zaman ziyaretçileri sitede tutmanız 2-3 kat zorlaşır. Ben nefret ederim öyle sitelerden.

Her yer her yerde!

Kullanıcılar sayfanıza belli bir merakı gidermek, bir işlem yapmak için, bir amaç doğrultusunda girerler. Sayfa düzeni, sayfanın bahsettiği şeye odaklanmayı kolaylaştıran türden olmalıdır. Ürün tanıtıyorsanız: "Bu ürün ücretsiz mi değil mi?", "Diğer ürünlerden ne farkı var, yeniliği ne?", "Ücretliyse fiyatı ne kadar?", "Özellikleri neler?" gibi soruları ve daha fazlasını olabildiğince hızlı bir şekilde yanıtlamanız gerekiyordur. Sitenize bu ürün için gelmiş bir ziyaretçi bu soruların cevapları için nereye bakacağını hemen anlayabilmelidir. Sayfada ziyaretçiyi yanıltan, ilgisini dağıtan, kafa karıştıran elemanlara yer vermemeniz gerekiyor.

Bu mantık aslında her türlü site için geçerli. Aslında tüm web için geçerli bir kural. İnternet kullanıcılarının internette gezinme tarzı budur. Arama motorundan ya da çeşitli yollardan sitenizdeki bir sayfaya ulaşır, sayfa başlığında ziyaretçinin aradığı şeyi cevaplama sözü verdiyseniz artık ziyaretçi için bir deneyim kaçınılmaz olmuştur. Ya gerçekten aradığını bulacak, sitenizi faydalı kabul edecek, belki sık kullanılanlara ekleyecek, belki ana sayfanızı merak edip diğer içeriklerinizi keşfedip tam bir takipçi olacak; ya da vadettiğiniz içeriğin sahte ve yetersiz olduğuna karar verecek, sitenizin her tarafını kuşatan reklamlara bakıp bu fikrini güçlendirecek, kaybettiği zamana küfür edecek ve bir daha dönmemek üzere sitenizden çekip gidecek.

Açılır pencere

Bir açılır pencere kullanmanız gerektiğinde ilgili bölüme bununla ilgili bir bilgilendirme cümlesi koyarsınız: "Açılır pencereden onay vermeniz gerekecek" gibisinden. Açılır pencereyi kullanıcının bir işlemini yürütmek için açtığınıza dair kullanıcıyı temin etmek en iyisidir. İçinde reklam bulunan ve kullanıcının herhangi bir işlemiyle ilgisi olmadığı halde açılan pencereler var ya, onları unutun, yasak farz edin. O pencereler, (varsa) takipçilerinizin siteye bir daha girmeyeceğinin garantisi olabilir.

Karman çorman üyelik formları

kull4 Tüm bunlar ne için oluyor demiştin?

Ticaretin söz konusu olmadığı bir durumda neden adres bilgisi istenir ki? Sanırım insanları üyelikten vazgeçirmek için... Üye olup sitedeki yazılara belli bir kullanıcı adıyla yorum yapmak istiyorum, hepsi bu! Hizmet satın almadığım hiçbir yere adres ve telefon bilgimi vermem.

İnternet alışkanlığına müdahale

İyi kullanıcı deneyiminin birincil şartı, yok yere sorun yaratmamanızdır demiştim. Yok yere yaratılan sorunların hepsi de internet kullanıcılarının kazandığı alışkanlığa ters hareketler çekmekten doğuyor.

Arayüz tasarımının varoluş nedeni kullanıcı ile arka planda çalışan kod parçaları, algoritmalar, sistemler ve mekanizmalar arasına kullanıcının bunlarla en iyi şekilde etkileşime girmesini sağlayan bir görsel duvar örme gerekliliğidir. Kullanıcıyı gıcık eden arayüz hiç olmasın daha iyidir.

Dieter Rams'in "İyi tasarımın 10 temel ilkesi" ile bitirelim. İyi tasarım:

Mümkün olan en küçük tasarımdır. Daha az ama daha iyi -çünkü olmazsa olmaz yönlere odaklanır, elzem olmayan şeylerle bezeli değildir.[2]

İlgili dış bağlantılar